Hiram abiff (abi), kimi kaynaklara göre kurgu, kimine göre gerçek olan mason locası kurucusu olduğuna inanılan katakter.
Hiram abiff (abi), hazreti (bay) süleyman'ın yaptırmak istediği tapınağın mimarı olan kişidir. Babası davut'tan süleyman'a miras kalan mısırla aralarındaki düşmanlığı barış anlaşması ile sonlandıran süleyman, geometri ve geometri bilgisine bağlı olarak mimari konularda da gelişmiş bir uygarlık olan mısır'lı yöneticilerden barışı simgeleyecek bir tapınak (süleyman tapınağı-süleyman mabeti) inşası için usta göndermelerini ister. Mısır'lı yöneticiler, rivayet odur ki; hem tapınağı hem de israil'in iç durumu ile ilgili casusluk yapacak birini arar. Mısır'daki hayattan sıkılmış sayılı ustalardan olan hiram abiff (abi) bu göreve talip olur. Fakat, süleymanı tanıdıktan sonra casusluk işinden cayar.
Süleyman baştan -yani hiram casusluk kararındayken- işin farkında değilse de, hiram süleyman'a bağlandığında onun casus olduğunu düşünerek aralarından su sızmayan dostluğuna mesafe koyar.
Film tadında gelişen olayların bir diğer ayağında ise tapınak duvarlarını ve kubbesini inşa eden hiram'ın israil uyruklu kalfaları vardır. Hiram, gizli dosyalar ve sandıklar içinde sakladığı yazılı belgelerde yer alan gizli bilgileri (o çağ'da bilgi çok değerlidir) yanında yetişen kalfalarına kademe kademe paylaşarak geometriye dayalı denge ve mimarinin sırlarını vermektedir. Ama, hikaye bu ya! Aç gözlü hain kalfalar bilgilerin sıralamasını ustalık aşamasına göre almak yerine bir an'da tamamına sahip olmak isterler. Ve süleyman'ın hiram'a karşı tavrından cesaret alarak tapınağın bitiş aşamasında hiram'ı öldürüp bilgileri ele geçirirler. İşte bu adi dülger parçaları cinayet işleyerek sahip oldukları bilgiler ile sembolü pergel/gönye olan mason locası'nın kurucuları olurlar.
Bilgiye sahip olduktan sonra paraya da sahip olan masonlar, o gün bu gündür insanlığa faydalı bir işe imza atmamıştır.
Bir de bu gelenekle ilerleyen sürede yollarını ayırmış "farmason" olanlar vardır, bunlar "usta'yı öldürmekle iyi yapmadık, bu cinayetin kefareti olarak sahip olduğumuz bilgiyi toplumun çıkarına kullanarak ödeyelim" diyenlerdir.
Bu hikaye yalansa, günahı bana böyle anlatanın boynuna.
Hiram abiff (abi), hazreti (bay) süleyman'ın yaptırmak istediği tapınağın mimarı olan kişidir. Babası davut'tan süleyman'a miras kalan mısırla aralarındaki düşmanlığı barış anlaşması ile sonlandıran süleyman, geometri ve geometri bilgisine bağlı olarak mimari konularda da gelişmiş bir uygarlık olan mısır'lı yöneticilerden barışı simgeleyecek bir tapınak (süleyman tapınağı-süleyman mabeti) inşası için usta göndermelerini ister. Mısır'lı yöneticiler, rivayet odur ki; hem tapınağı hem de israil'in iç durumu ile ilgili casusluk yapacak birini arar. Mısır'daki hayattan sıkılmış sayılı ustalardan olan hiram abiff (abi) bu göreve talip olur. Fakat, süleymanı tanıdıktan sonra casusluk işinden cayar.
Süleyman baştan -yani hiram casusluk kararındayken- işin farkında değilse de, hiram süleyman'a bağlandığında onun casus olduğunu düşünerek aralarından su sızmayan dostluğuna mesafe koyar.
Film tadında gelişen olayların bir diğer ayağında ise tapınak duvarlarını ve kubbesini inşa eden hiram'ın israil uyruklu kalfaları vardır. Hiram, gizli dosyalar ve sandıklar içinde sakladığı yazılı belgelerde yer alan gizli bilgileri (o çağ'da bilgi çok değerlidir) yanında yetişen kalfalarına kademe kademe paylaşarak geometriye dayalı denge ve mimarinin sırlarını vermektedir. Ama, hikaye bu ya! Aç gözlü hain kalfalar bilgilerin sıralamasını ustalık aşamasına göre almak yerine bir an'da tamamına sahip olmak isterler. Ve süleyman'ın hiram'a karşı tavrından cesaret alarak tapınağın bitiş aşamasında hiram'ı öldürüp bilgileri ele geçirirler. İşte bu adi dülger parçaları cinayet işleyerek sahip oldukları bilgiler ile sembolü pergel/gönye olan mason locası'nın kurucuları olurlar.
Bilgiye sahip olduktan sonra paraya da sahip olan masonlar, o gün bu gündür insanlığa faydalı bir işe imza atmamıştır.
Bir de bu gelenekle ilerleyen sürede yollarını ayırmış "farmason" olanlar vardır, bunlar "usta'yı öldürmekle iyi yapmadık, bu cinayetin kefareti olarak sahip olduğumuz bilgiyi toplumun çıkarına kullanarak ödeyelim" diyenlerdir.
Bu hikaye yalansa, günahı bana böyle anlatanın boynuna.