miller-urey deneyi – popüler sözlük
Yeryüzünde hayatın ve hayatı oluşturan yapı taşlarının ortaya çıkışı ve evrimsel anlamda nasıl bir yol izleyerek bugünkü gözlemleyebildiğimiz yaşam düzeyine geldiği ile ilgili sorular Bilim insanlarının Kafasını kurcalayan en önemli konulardan birisiydi.

Bu konu üzerine ilk araştırmalar 1922’li yıllarda başlamıştır. bu dönem hipotezlerinde hayatın uzaydan geldiği ya da geçmişte çökmüş medeniyetlerden ya da uygarlıklardan sıyrılıp gelen bir varlığa dayalı olarak ele alınıyordu. Akademik düzeyde sürdürülen bu çalışmalar bir dizilim oluşturulmaya çalışıldığında açmazlarla karşılaşılıyordu.

Bu araştırmaların sürdüğü dönem içerisinde 1952 yılında Stanley Miller ve Harold Urey’in Chicago Üniversitesi'nde yapmış oldukları deney ile canlı hayatın yapıtaşlarını oluşturan amino asitler’in ortaya çıkması sağlandı. Bu deney dünya’da ilk canlı yaşam formlarının oluşumuna kaynaklık edecek gaz türlerinin içinde bulunduğu kapalı bir fanus içerisinde bu gazlar ile tepkimeye girecek olan ısı-ışık ve yıldırımlar yolu ile bir enerji kaynağının varlığı esasına dayanıyordu. Bu deney sonrasında elde edilen sonuç hayatın yapı taşlarını oluşturan enzimlerin ortaya çıkmasını sağladı. Farklı birkaç gaz türü ile yapılan deneylerde de aynı sonuca yakın veriler elde edilince Urey-Miller deneyi yeryüzünde hayatın yapıtaşı olan enzimlerin ortaya çıkışını sağlayan amino asit dizilimleri genel kabul gören bir varoluş deneyi olarak adlandırıldı.

Burada bir anekdotu düşmekte fayda görüyorum. Bu anekdot şuna dairdir: Stanley Miller ve Harold Urey’in Chicago Üniversitesi'nde bu deneyi yaparak sonuca ulaştığı öne sürülürken, bu deney Hoimar Von Dithfruth tarafından yayınlanan “dinazorların sessiz gecesi” adlı eserinde bu deneyin akademik düzeyde yapılan bu deneylerden habersiz olan Stanley miller tarafından ev ortamında yapılan deneyler sonucunda elde edildiği, elde edilen sonuçları Harold Urey’e ileten stanley miller’in akademik onayı elde ettiği aktarılır. Sanırım akademik dünya onca akademik insanın tutarlı bir dizilim oluşturamadıkları bir çalışmayı evde kendi imkanları ile sonuca ulaştıran bir insanın varlığına tahammül gösterememiş olmasından olsa gerek, yazılı tarihe Chicago üniversitesi’nin adını yazdırmaya çalışmalarıdır.